CİVATANIN TARİHÇESİ :
İskenderiyeli Heron tarafından M.Ö. 1.y.y’de bulunmuş olan vida, 1452-1519 yılları arasında Leonardo Da Vinci tarafından geliştirilmiştir. 1850’li yıllarda sıcak dövme tekniği ile yapılan üretim, 20.y.y’nın başından itibaren soğuk dövme sistemine geçmiştir.
CIVATANIN GÜNLÜK HAYATTAKİ YERİ
Bugün birçoğumuzun pek önemsemediği, günlük hayatımızda aslında birçok yerde önümüze çıkan ancak dikkat etmediğimiz, dikkatimizi çekmeyen bir ara üründür cıvata, somun, pul ve çeşitleri…
Yaşadığımız gezegende, birbirinden ayrı iki parçayı bir araya getirmek için kullanıldıkları yere ve öneme göre, çok az çeşitte bağlantı elemanı veya diğer malzeme olarak adlandırabileceğimiz kimyasallar, kaynak gibi metotlar kullanmaktayız. Bunların içinde en hayati önem taşıyan bağlantı elemanı cıvatadır.
Örneğin, insanların altında yaşadığı, spor yaptıkları, toplandıkları yeni sistem direksiz çatılarda cıvatanın ve kalitesinin büyük önemi vardır. Büyük uzmanlık ve incelik isteyen mühendislik hesaplarında, tonlarca ağırlık taşıyan çatı sistemlerinde, mühendislerimiz bir tek cıvatanın taşıyabileceği ağırlığı ve bu ağırlığa göre hangi tür çelikten imal edileceğini hesaplarlar. Cıvata kalitesinde herhangi bir sorun insan hayatına mal olabilir. Bunun gibi örnekleri artırabiliriz
Doğalgaz, petrol hatlarının bağlantılarından tutun da, uzaya gönderilen uzay mekiğinin veya gezegenler arası yolculuk yapan uyduların parçalarının bağlantılarını bile mühendislerin cıvata ve somunla yapmaktadır.
1991 yılında İngiltere’de 89 kişiyi taşıyan bir yolcu uçağı, pilot camındaki çok küçük bir cıvatanın yanlış takılması sonucu düşme tehlikesi göstermiş ve pilot parçalanan camdan dışarı fırlayıp saatlerce havada uçağa asılı şekilde kalmış ve mucizevî şekilde hem pilot, hem de 89 yolcu ölümden kıl payı kurtulmuştur.
Cıvatanın, somunun ve diğer bağlantı elemanlarının aklımızda tutamayacağımız kadar çeşidi vardır. Bu büyük yelpazede sıcak baskı olarak nitelendirilen, ekseriyetle doğalgaz boru hatlarında, tren raylarında, termik santrallerde, gemilerde, demir çelik tesislerinde ve kısaca yüksek tonajlı ağırlıkların bağlantısında kullanılan cıvata ve somunlar kullanılmaktadır. Neden sıcak baskı diye soracak olursanız; sıcak baskı cıvata ve diğer bağlantı elemanlarının üretim sürecinde kullanılan ve istenilen hammaddelerinin özelliği korunmaktadır.
En basit örnek olarak, şöyle bir soru ile nedenini pekiştirebiliriz: Bir soğuk cama mı şekil vermek daha kolaydır veya yarı katı yarı sıvı bir maddeye mi (cam macunu) şekil vermek daha kolaydır?
Sıcak baskı üretimde hammadde olarak kullanılan çeliğin içindeki moleküllerin ısıtılarak yumuşatılmakta ve şekil verirken molekül özelliği kaybedilmemektedir. Gerekli şekil verildikten sonra ısıl işlem diye adlandırdığımız kimyasal işlemle çeliğin dayanım gücü arttırılmakta ve mukavemet açısından istenilen düzeye getirilen ürün, gereken yere monte edilmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz süreç ve nedenden dolayı yüksek risk taşıyan, tonlarca ağırlık ve bloğu bir arada tutmak için sıcak baskı yöntemi ile üretilmiş cıvata ve diğer bağlantı elemanları mühendislerin tercihidir.
Böylece eşimizin, çocuklarımızın altlarında güvenle spor yaptıkları, oturdukları veya çalıştıkları tonlarca ağırlıktaki çatılar, tesisler, konstrüksiyon yapılar oluşmakta, sanayide, ulaşımda güvenle çalışabilmekte ve seyahat edebilmekteyiz.
Bağlantı elemanları piyasasının dünü, bugünü değerlendirme yapacak olursak :
Ülkemizde, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra girilen sanayileşme sürecinde bağlantı elemanları tedariği ilk önce yurtdışından ithalat yoluyla yapılmış, daha sonra devlet kurumları bu gibi ihtiyaçlarını kendi bünyelerinde üretmeye başlamışlardır. Daha evvel bahsettiğimiz bağlantı elemanlarının önemine ilişkin örneklere dikkat edilmemesi, gereken hassasiyetin gösterilmemesi, bağlantı elemanlarının önemsiz bir malzeme olarak görülmesi, yapılan bağlantılarda sorunlar çıkarmış, istenilen sonucu vermemiş ve olması gerekenden daha kısa süre içerisinde aynı işlemlerin yapılmasına neden olmuştur. Tabii bu da hem zaman hem de maddi kayıpları beraberinde getirmiştir. Ortalama on yılda yenilenecek bir tesis kalitesiz ve ucuz bir malın monte edilmesiyle iki yılda yenilenmesi gereği hissedilmiştir.
Bugün A.B.D veya herhangi bir Avrupa ülkesine gidenleriniz eğer dikkat ederse köprüler ve kamusal bina ve yapılarında kullanılmış olan bağlantı elemanlarının en az 50 yıllık hatta II. Dünya Savaşı’ndan sonra monte edilmiş olduğunu görebilirler. Maalesef ülkemizde ise böyle bir cıvata Boğaz Köprüleri haricinde çok nadir görülmektedir. Panama Kanalında kullanılan blokları tutan bağlantı elemanlarının henüz değişme gereği duyulmadığını söylersek, bu konudaki yabancıların göstermiş olduğu önem ve hassasiyeti bir derece daha anlayabiliriz.
Bugün Avrupa’da kullanılan bağlantı elemanlarının özellikle 10.9 diye sınıflandırdığımız yüksek kaliteli türden yapıldığını hatırlatmakta fayda görüyoruz. Bunun içindir ki günlük yaşamımızda bile çok önemli yeri olan cıvatanın en ufak cisimleri dahi bir arada tutan tek bağlantı elemanının cıvata olduğunu hatırlatırız.